• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Ders Dinlerken Ve Not Tutma

Kişisel Gelişim

Not tutma denildiğinde genelde anlaşılan şey, anlatılan ya da okunan konuları olduğu gibi yazıya geçirmektir. Not tutmak, algılanan ve dolayısıyla zihinde yer oluşturan izlenimlerin yazıya kısaca dökülmesi demektir. Zihnin bilgileri hiçbir şekilde olduğu gibi kaydetmediğini bilelim. Zihin, kendine özgü "anlamlandırma" süreçleriyle dış olayları iç olaylarla kaynaştırarak bir bütün oluşturur. Bu özel işlevi nedeniyle zihin, olan bitenlere kendi soyutluğundan anlam vererek, gerek kavramlar, gerek duygusal geçmiş gibi içsel süreçlerle yeni bir bütün yaratmaktadır. Bu yeni bütün, çok karmaşık ve bir o kadar da değişebilme özelliğinde bir yapı gösterir. Böylece, belli bir olaya karşı geliştirmiş olduğumuz içsel ya da dışsal tepki, başka bir zamanda aynı olay karşısında çok farklı bir hal alabilmektedir. Not alırken zihnin bu özelliğini göz önünde bulundurmak çok işinize yarayabilir. Özgüven, burada da karşımıza önemli bir koşul olarak çıkıyor. Öğrenciler genelde düşük

Etkili Ders Dinleme Teknikleri

Kişisel Gelişim

Araştırmalar, dinlemenin konuşmaktan daha zor olduğunu göstermekte. İnsanların neden dinlemekten çok konuşmak için gayret ettiklerine dikkat edin. Dinleme, beş duyu organımız içinde en fazla çalışanıdır. Bu sayede elde ettiğimiz çevresel veriler, kişilik olarak gelişim sürecinde en etkin faktörlerdir. Bunun yanında gözleme dayalı "girdileri" de unutmamak gerekir. Öğrenme, beş duyumuzu birden işin içine kattığımız oranda hızlanacaktır kuşkusuz. Örneğin, dinleyerek elde ettiğimiz bir bilginin konuşarak aktarılması, sadece dinleyerek elde edilmesine kıyasla daha etkili olur. Ne kadar hayata dönük öğrenirsek bilgi dağarcığımız da o kadar zenginleşecektir. "Hayata dönük" demek, bilgiyi beş duyumuzla kullanabilmek, bir bakıma zihnimizde işlemek demektir. İşlemediğimiz bilginin ezber bilgiden hiçbir farkı olmaz. Dinlemeyi başlangıçta zor bulmamız bahane haline gelmemelidir. Dinleme ve öğrenme bütün bir ömre eşlik eder. Ders dinlemede kullanabileceğimiz en etkili reçete, aktif katılı

Ders Dinleme

Kişisel Gelişim

Araştırmalar, dinlemenin konuşmaktan daha zor olduğunu göstermekte. İnsanların neden dinlemekten çok konuşmak için gayret ettiklerine dikkat edin. Dinleme, beş duyu organımız içinde en fazla çalışanıdır. Bu sayede elde ettiğimiz çevresel veriler, kişilik olarak gelişim sürecinde en etkin faktörlerdir. Bunun yanında gözleme dayalı "girdileri" de unutmamak gerekir. Öğrenme, beş duyumuzu birden işin içine kattığımız oranda hızlanacaktır kuşkusuz. Örneğin, dinleyerek elde ettiğimiz bir bilginin konuşarak aktarılması, sadece dinleyerek elde edilmesine kıyasla daha etkili olur. Ne kadar hayata dönük öğrenirsek bilgi dağarcığımız da o kadar zenginleşecektir. "Hayata dönük" demek, bilgiyi beş duyumuzla kullanabilmek, bir bakıma zihnimizde işlemek demektir. İşlemediğimiz bilginin ezber bilgiden hiçbir farkı olmaz. Dinlemeyi başlangıçta zor bulmamız bahane haline gelmemelidir. Dinleme ve öğrenme bütün bir ömre eşlik eder. Ders dinlemede kullanabileceğimiz en etkili reçete, aktif k

Verimli Ders Çalışma Teknikleri, Derse Nasıl Çalışılır?

Disleksi

Öğrencilerin birçoğunda ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ vardır. Buna şu örneği verebiliriz: Çevresinden, arkadaşlarından devamlı olarak matematik dersinin zor olduğunu duyan öğrenci, bu derse önyargıyla yaklaşır. Girdiği matematik sınavından da zayıf alırsa şunu söylüyor: ‘Ne yaparsam yapayım matematikten başarılı olamayacağım.’ Bundan sonra da matematik sınavlarına hiç çalışmıyor ve hep zayıf alarak bu düşüncesini iyice pekiştiriyor. ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ ile ilgili şu hikâye meşhurdur: Köpekbalığını ortadan cam bölme ile ayrılma büyük bir akvaryuma koyarlar. Diğer tarafa da küçük balıklar koyarları Acıkan köpekbalığı, küçük balıkları yemek için her hamle yapışında burnu cama çarpar. Bunu yüzlerce kez yapınca, artık hiç hareket etmez olur. Bu arada camı kaldırırlar, öbür taraftaki balıklar köpekbalığının önü